Genç görünen yaşlı bedenler
Onlar nerede idiler?
Bizleri muhtaç eylediler nankörlere
Bir türlü veremedik el ele
Kendimiz bile inanmadık, kendi kibrimize
Ne berimizi bilir idik ne de ardımızı
Bilemeden, bilmeden bahtımızı
Düşürdük nefsimizi peşimize...
Sanki biz değil idik o kelamları eden
Sanki biz değil idik o hareketleri eden
Bizler ki, inkârı en iyi bilen
Velev ki nadim olanda, o vakit ise zaman isteyen...
Seninki sana, Benimki bana...
Edersin kendine, ederim kendime
İki kelam edende
Umulur ki kalp işitende
O vakit var idir bu yazılanların manâsı
Bu dünyanın kahrı da bitmez, meşgalesi de bitmez. Lâkin sevinci kısa sürer. Bu da neye delâlet eder dersin?
Yerimiz burası değil. Ona delâlet eder.
Buna delâlet eden nice delil var idir. Bizler görebildiğimiz kadar görebiliriz. Ancak çoğumuz görmek dahi istemez, hemi de görür olduğu hâlde...
Unutma, sendedir diye senin olduğu zannına kapılma. Sende olan sana emanettir. Husus onunla ne yaptığın, ona, onlara nasıl sahip çıktığındır husus. Bizler o kadar nankörüz ki görür de görmeyiz, inanır da inkâr ederiz. Bu kadar gaflet içeririz bizler.
Görmedik diye yoklar mıydı, göremedik diye inkâr mı etmeliydi?
Hâlbuki akleden görür, gören hisseder, hisseden yaşar, yaşayan ise varır idi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder